İşletme ve Finans Söyleşi
SÖYLEŞİ
İŞLETME VE FİNANS
Aralık 1994, Sayı 105
DR. AHMET ERTUĞRUL:
"BANKACILIK SEKTÖRÜNDE AÇIK POZİSYONUN KAPATILMASI, MERKEZ BANKASI REZERVLERİNİN ERİTİLMESİ VE KAMU SEKTÖRÜ BANKALARININ ELİNDEKİ DÖVİZ VARLIKLARININ BİR KISMININ BANKALARA SATILMASIYLA GERÇEKLEŞTİ".
-Bankacılık sektörünün 1994 yılı içerisinde gösterdiği performansı değerlendirir misiniz?
ERTUĞRUL : Bankacılığın 1994 senesi içerisindeki performansını incelemek için rakamların tümüne sahip değiliz. Ama 1994'ün birinci, ikinci ve üçüncü üç aylık verilerinden edindiğimiz bilgilere göre, 1994 senesinde bankacılığın bir değerlendirmesini yapabiliriz. 1994 senesi bankacılık sektörümüz için oldukça sıkıntılı bir yıl olmuştur.
- Sayın Ertuğrul, şöyle söyleyebilir miyiz? 82 krizinden bu yana bankacılık sektöründe yaşanan en büyük bunalım mıdır?
ERTUĞRUL : Bir bunalım olarak durumu belirtmek istemiyorum. Çünkü bankacılık sektöründeki bunalım başka anlamlara gelir. Bankacılık sektöründe bunalım dediğiniz zaman bir güven bunalımı düşünülür. Mevduat sahiplerinin bankalara karşı bir güven bunalımıdır. Ben burada 1994 senesi içerisinde, giderek yaygınlaşan, krizin bankacılık sektöründe yaptığı tahribatın, bankaların performanslarını ne şekilde etkilediğinin üzerinde durmak istiyorum.. Yoksa, güven bunalımını, buhranı hiç düşünmek istemiyorum. Dua ediyorum böyle şey olmasın.
-1994 senesi içerisinde bankacılığımızın performansı her yönüyle düşük düzeylerde kalmıştır. Bu performans 1994 senesinin başında ortaya çıkan krizden ve 5 Nisan kararlarından önemli ölçüde etkilenmiştir. Konuya şöyle başlamak istiyorum. 1994 senesine bankacılık sektörü aşağı yukarı 5 milyar dolarlık bir açık pozisyonla girdi. O zamanki döviz kurlarının üzerindeki oynamalar bankacılık sektöründe büyük ölçüdeki açık pozisyon dolayısıyla bir panik yarattı ve bütün bankaların döviz talepleri süratle arttı. Ve arkasından da biliyorsunuz akademik çevrelerde, basında tartışıldı- çeşitli tedbirler alındı. 1994 senesinin ilk altı ayında bankalarımız bu yeni -kararlara intibakla uğraştılar. Özellikle açık pozisyonlarını kapatmak için döviz yükümlülükleriyle döviz mevcutları arasındaki dengeyi kurabilmek için büyük miktarlarda döviz alımlarına girdiler. Bu, bankacılık sektöründe, aktif ve pasifteki döviz varlıklarının ve döviz yükümlülüklerin azalması dolayısıyla aşağı yukarı yüzde 20 civarında bir daralma meydana getirdi. Yani 1993 senesi bilanço rakamları ile 1994 senesi içerisindeki altı aylık bankaların bilanço rakamlarına bakarsanız reel anlamda bankacılık sektöründe bir küçülme olduğunu görürsünüz. Kısaca söylemek gerekirse ilk aşamada kriz 1994 ortalarında sektörde reel olarak % 20'lik bir büzülmeye neden olmuştur. Bu küçülme tamamıyla açık pozisyonlar ve dışarıdan gelen kredilerin kapatılmasına yönelik işlemlerden doğmuştur. Yılın ilk altı ayında bankacılık sektöründe bizim anladığımız kredi faaliyetleri durmuştur. Sistemde açık pozisyonun Eylül ayı itibariyle 1 milyar dolar civarında olduğunu tahmin ediyorum. Yani 4 milyar dolarlık bir ödeme yapılmıştır. Ortalama kuru 30 bin liradan düşünürseniz 120 trilyon liralık bir kaynak pozisyon kapatılması için kullanılmıştır. Birinci gelişme bu.
- Peki, bankacılık sektörü bu açık pozisyonu nasıl kapattı?
ERTUĞRUL : Bu açık pozisyonun kapatılması iki şekilde oldu. Birincisi Merkez Bankası rezervlerinin eritilmesi, ikincisi de kamu sektörü bankalarının elindeki döviz varlıklarının bir kısmının bu bankalara satılması. 1993 senesi bilanço rakamları ile 1994 senesi içerisindeki altı · aylık bankaların bilanço rakamlarına , bakarsanız reel anlamda bankacılık sektöründe bir küçülme olduğunu görürsünüz.